-
1 çarpmak
I vi1) stoßen (-e/-e an/gegen), prallen (-e/-e an/gegen/auf)birbirine \çarpmak aneinanderstoßen, aufeinanderstoßen [o -prallen]bu köşeye ikide bir dizimi çarpıyorum an dieser Ecke renne ich mir immer wieder das Knie andolaba \çarpmak sich am Schrank stoßengeçerken bana çarptı beim Vorbeigehen stieß er mich an; ( bilerek) beim Vorbeigehen rempelte er mich an2) aufprallen (-e auf)başka bir arabaya \çarpmak auf einen anderen Wagen aufprallen3) göze \çarpmak ins Auge fallen, auffallenbir şey göze çarpıyor etw fällt auf4) ( vurmak) schlagenbaşıyla masanın kenarına \çarpmak mit dem Kopf gegen die Tischkante schlagenelektrik \çarpmak einen Schlag bekommenkalbi çarpıyor sein Herz schlägtII vt1) math malnehmen (-le mit), multiplizieren (-le mit)ikiyi iki ile \çarpmak Zwei mit Zwei multiplizierenbirinin parasını \çarpmak jdn um sein Geld prellen3) ( yırtıcı kuş) schlagen -
2 çarpmak
çarpmak <- ar> stoßen; schlagen (-e gegen A); anfahren (-e jemanden); AUTO prallen (-e gegen A); Herz schlagen, klopfen; Blitz treffen (-e jemanden); Tür zuschlagen, zuknallen (-i A); multiplizieren (-le mit D); fig Vorwurf ins Gesicht schleudern; fam klauen;-i yere çarpmak jemanden zu Boden werfen; fig vernichten -
3 çarpmak
стуча́ться умножа́ть* * *-ar -i,-e1) натолкну́ться на что, уда́риться, сту́кнуться обо что2) врз. ударя́ть; бить с си́лойel çarpmak — хло́пать в ладо́ши
3) бы́стро бро́сить что4) поде́йствовать на кого (о чём-л.)elektrik çarpmak — уда́рить то́ком
güneş çarpmak — получи́ть со́лнечный уда́р
kömür çarpmak — угоре́ть
5) стащи́ть, стяну́ть6) би́ться ( о сердце)7) мат. умножа́ть -
4 çarpmak
n. plunk--------v. multiply, strike, bang, knock, bump, hit, slam, crash, bump into, smash, clash, lash, bang into, collide, crash into, run against, pulse, pulsate, barge, bash, cannon, clap, dash, greet, hurtle, impinge, kayo, knock out, knock over, mulct, plant--------çarpmak (gemi)v. foul--------çarpmak (kalp)v. throb* * *bump -
5 çarpmak
1) toqquşmaq, çarpmaq, çırpmaq, vurmaq, çalmaq; kapıyı çarpmak – qapını çırpmaq; kanat çarpmak – qanad çalmaq; onu guneş çarptı – onu gün vurdu; 2) oğurlamaq, çırpışdırmaq; 3) vurmaq(riyazi anlamda)çalmaq, çarpmaq, çırpışdırmaq, çırpmaq, oğurlamaq, toqquşmaq, vurmaq -
6 çarpmak
-
7 çarpmak
Íтапкырлау; тибүII(matematikte değil)бәрү -
8 çarpmak
1) умножать2) ударять, задевать, наехатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çarpmak
-
9 çarpmak
lêqelibîn--------tûş bûn--------zerpandin -
10 çarpmak
Çarpmaq; qəfildən toxunmaq -
11 çarpmak
1. еолIэн, еутэкIын, етIэун
2. (matematik) зэгъэон, штэн -
12 çarpmak
مرض -
13 çarpmak
مرض [مَرِضَ]Anlamı: etkisiyle birdenbire hasta etmek -
14 çarpmak
"to strike, to hit; to slam, to bang; to run into, to run sb/sth down, to smash, to dash, to bump, to crash, to ram, to collide, to cannon against/into; (kalp) to beat, to throb, to pump; to distort, to paralyze, to strike; to multiply; (içki) to go to sb'" -
15 çarpmak
"1. /a/ to hit, strike, or bump; /ı, a/ to hit, strike, or bump (one thing) against (another); /ı, a/ to slam (something) down on (a surface). 2. (for a door, shutter, etc.) to slam, bang; /ı/ to slam, bang (a door, shutter, etc.). 3. (for one´s heart) to beat, palpitate, or throb. 4. /ı, la/ math. to multiply (one number) by (another). 5. /ı/ (for something) to make (someone) feel dizzy; to give (someone) a headache; to go to (someone´s) head. 6. to sock, wallop, belt, or thump someone (with one´s fist); to slap someone: Çarparım ha! I´ll really belt you one! 7. /ı/ to steal, swipe, make off with (something); to rob (someone). 8. /ı, a/ to apply an undercoat of (plaster) to (a surface). 9. /ı/ (for a malevolent spirit) to paralyze (someone)." -
16 çarpmak
klaskać; klepać; trzaskać -
17 mahmuz ile çarpmak
mahmuz ile çarpmak (gemi)v. ram -
18 pupadan çarpmak
pupadan çarpmak (dalga)v. poop -
19 cin çarpmak
парализова́ть -
20 kafasını taştan taşa çarpmak
го́рько сожале́ть, рвать на себе́ во́лосы ( от досады)
См. также в других словарях:
çarpmak — e, ar 1) Hızla değmek, vurmak Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmek Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3) i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak Yeşildirek te … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği çarpmak — 1) kalbi çarpmak veya çalışmak 2) coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak 3) merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi çarpmak — 1) kalbi çok vurmak 2) çok heyecanlanmak 3) yüreği çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasını taştan taşa çarpmak (veya vurmak) — başını taştan taşa çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zor alıma çarpmak — kişi mallarına devlet adına yasal olarak el koymak, müsadere etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyan çarpmak — elektrik akımına tutulup etkisinde kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cin çarpmak — bir inanışa göre, cinlerin öfkesiyle inme inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
su çarpmak — yüzünü su ile yıkamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş çarpmak — sıcak havada güneş altında çok kalmaktan hasta olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cin olmadan şeytan (veya adam) çarpmak — gücünün üstündeki işleri başarmaya kalkışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava çarpmak — iklim ve rüzgâr olumsuz etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük